Gelişmiş Arama
Ziyaret
5712
Güncellenme Tarihi: 2011/04/28
Soru Özeti
Bazıları irfan ve arifle mücadeleye girişmiş, bunun için hadislere bile isnat etmişlerdir. Neden?
Soru
Son zamanlarda bazı dini blog ve sitelerde açıkca irfan ve arifle mücadeleye girişilmiştir. Bu sitelerde Allame Tabatabai, Hasanzadei Amuli, Molla Sadra, Hafız ve Mevlana gibi çehrelere hakaret edilip şiddetle karşı çıkılmaktadır. Ve bu siteleri yayınlayanlar, kendi deyimleriyle hadis ve rivayetlerden faydalanmaktalar. Sizden ricam bu konuda bana yardımcı olmanızdır.
Kısa Cevap

İrfan, sezgi ve batınla elde edilen özel bilgidir. Böyle bir bilgi edinme şekli belli nefsi tezkiye ve programlara bağlı olduğu için ameli veya seyr u süluk yöntemlerine de irfan denmiştir. Gerçek arif, özel amelleri yerine getirerek Allah-u Teala’ya, sıfatlarına ve fiilerine şuhudi (sezgisel) ve huzuri bilgi elde eden kimsedir.

Bu meseleye karşı çeşitli tavırlar alınmıştır. Kimileri İslamda irfan denen bir şeyin olmadığını, onun bidat, ariflerin de sapıtmış olduğunu söylerken, kimileri de irfan adına öyle şeylere inanırlar ki onları kitap ve sünnette bulmak mümkün değildir. Böyle şeyler açık nasslara aykırı olup tevil edilecek türden değillerdir. Yine amel açısından da bir taraftan kendi başlarına adap ve kural koyar veya gayr-i islami fırkalardan ameller alırken, diğer taraftan ermiş arifin farzlarla mükellef olmadıklarına inanırlar.

Gerçek şu ki, irfana muhalif olanların sağlam ve elle tutulur bir delilleri yoktur. İrfan İslamın bir parçasıdır, hatta onun ruhu ve beynidir. İrfan da İslamın diğer bölümleri gibi Kur’an ve nebevi sünnetten alınmıştır. Bu da, irfandaki seyr u sülukun şeriata rağmen ondan ayrı bir yol olmadığını gösterir. Hatta şeriatın içinde ve onun boylamındadır. Başka bir ifadeyle şeriat ahkamı açıklarken, irfan bu ahkamının sır, hikmet ve hakikatlarını keşfeder. Ancak bu söz ‘irfan diye sunulan herşey doğrudur’ manasına gelmez. İslamın sunduğu irfanın -kendi yerinde bahseldiği gibi- kendine özgü dalları vardır.    

Ayrıntılı Cevap

İrfan lugatte tanımak/bilmek demektir. Istılahta ise sezgi ve batın yoluyla elde edilen özel bilgiye denir. Böyle bir bilgi edinme şekli nefsi tezkiye etmeye ve özel programlara bağlı olduğu için ameli veya seyr u süluk yöntemlerine de irfan denmiştir.

Bu açıklamaların ışığında gerçek arifin, özel amelleri yerine getirerek Allah-u Teala’ya, sıfatlarına ve fiilerine şuhudi (sezgisel) ve huzuri bilgi elde eden kimse olduğunu söyleyebiliriz.

İrfanın ve ariflerin seyr u sülukunun doğruluğu hakkında birçok ihtilafın ortaya çıkmasına neden olan şey, acaba ‘İslam’da irfan denen bir şey var mıdır, yoksa Müslümanlar onu başkalarından mı alıp dine sokmuşlardır’ şüphesine verilen cevapların farklılığından kaynaklanmaktadır.

Bu soruya cevap verilirken kimileri İslamda kesinlikle irfanın olmadığını, onun bidat olduğunu ve ariflerin yoldan çıktığını söylerken, kimileride tam aksine onun İslamın bir parçası, hatta İslamın ruhu ve beyni olduğunu, İslamın diğer bölümleri gibi Kur’an-ı Kerim’den ve nebevi sünnetten alındığını söylemekteler.

Kur’an-ı Kerim’i, Resul-i Ekrem’in (s.a.a) ve Ehl-i Beyt’inin (a.s) sözlerini dikkatle inceleyen kimse şüphesiz irfan hakkında çok derin ve manası çok yüce konuları bulacak, irfana ait seyr u süluk düsturları görecektir. Örneğin Tevhid suresi, Hadid suresinin ilk ayetleri ve Haşr suresinin son ayetleri, zat, sıfat ve fiillerin tevhidine ait ayetlerdir; yine Allah’ın varlığının bütün alemde olduğuna, bütün varlıklara ihatasına, bütün varlıkların Allah’ı tekvini olarak tesbih ve secde ettiklerine dair ayetlere işaret edebiliriz.

Aynı şekilde özel adap ve sünnetleri içeren ayetler var ki, onlara İslam’ın seyr-u süluku diyebiliriz. Tefekkür ayetleri, zikir ve daimi teveccüh, gece ibadeti, oruçlu olmak, geceleri uzun secdeler ve tesbihler etmek, huzu, huşu, ağlamak, ibadette ihlas, Allah’a olan bağlılıktan dolayı Onun kurb ve rızasına ulaşmak için hayır işler de bulunmak, tevekkül, rıza, teslimiyet hakkındaki ayetler; Resul-i Ekremin (s.a.a) ve Ehl-i Beyt’inin (a.s) bu konularla ilgili sözleri, duaları ve münacaatları sayılmayacak kadar çoktur.

Ayetlerin, Resul-i Ekremin (s.a.a) ve Ehl-i Beyt’inin (a.s) bu düsturlarına rağmen ifrat ve tefrite gidenler de vardır. Dar görüşlü ve zahirci tefritçiler, bu düsturlara düşük manalar yükleyerek ayet ve rivayetlerin yüce manaların içini boşaltan kimselerdir. Onlar genel olarak İslamda irfan denen şeyin varlığını inkar ederler.

İfratçılar ise irfan adına öyle şeylere inanırlar ki, din, kitap ve sünnetten asla böyle şeyler yoktur. Böyle şeyler açık nasslara aykırı olup tevil edilecek türden değillerdir. Yine amel açısından da bir taraftan kendi başlarına adap ve kural koyar veya gayr-i islami fırkalardan ameller alırken, diğer taraftan ermiş arifin farzlarla mükellef olmadığına inanırlar.

İfrat ve tefrite gitmeyenler ise irfan seyr u sülukunun şeriatın yanında kendi başına bir yol olmadığına, aksine onun daha dakik ve latif bölümü olduğuna inanırlar. Şeriatı ahkama özgü kılarsak şöyle dememiz gerekir: Tarikat, şeriatın boylamında veya onun batınında yer almaktadır. Örneğin, şeriat namazın dış ahkamını belirlerken irfan namazda dikkatlerimizi nasıl toplayacağımız ve kalp huzurunu nasıl sağlayacağımız konusunu üstlenir. [1]

Ancak bu söz, irfan diye sunulan her şeyin doğru olduğu manasına gelmez. İslamın sunduğu irfanın -kendi yerinde bahseldiği gibi- kendine özgü dalları vardır.

İslami irfanı ve özellikleri hakkında daha fazla bilgi için bkz: balagh.net sitesi ve 1223. Soru (site:1220), 2389. Soru (site:2548) ve 924. soru (site:1490).


[1] - Muhammed Taki Misbah, Faslname-i Marifet, sayı:21’de ki İrfan ve Hikmet-i İslami makalesinin özeti

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Şerî mesafe miktarı ne kadardır?
    5559 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/23
    A. Şerî mesafenin miktarı hakkında birkaç görüş vardır: Bazıları mesafe miktarının 22/5 km olduğu görüşündedir.[1] Bazıları şerî mesafenin 21/5 km olduğu fikrini taşımaktadır.[2] Bir grup da şerî mesafenin 22 ...
  • Bedenin ruha alet olması konusunda doğal ve yapma aletler arasındaki fark nedir?
    7311 İrfan Felsefesi 2012/04/03
    Doğal ve yapma terimler felsefede doğal ve yapma varlıklar arasında mukayese yapıldığı zaman kullanılır. Örneğin insan bedeni doğal bir cisimdir, yatak ise yapma bir cisimdir. Bedenin kendi parçalarıyla bileşimi doğaldır. Ama yatağın kendi parçalarıyla (tahta, çivi vs.) bileşimi yapmadır. ...
  • Bir takım şekilleri ve figürleri içeren dua kitaplarından yararlanmak caiz midir?
    10662 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/11
    1- Sorunuza nazaran söz konusu kitabın hangi ilim hakkında olduğunu anlamak güçtür. Bunu anlamak için daha geniş bilgiye ihtiyaç vardır. Ama kısaca söyleyebiliriz ki söz konusu kitap ulum-i garibe hakkındadır. Ulum-i garibe; cifr, reml ve nücüm gibi ilimlere denir. Ancak söz konusu kitabın hangi kısmına ait olduğunu ...
  • Mübarek Ramazan ayının 21’inde yolculuk yapmanın hükmü nedir?
    4971 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/08/14
    Mübarek ramazan ayında yolculuk yapmanın sakıncası yoktur, ancak oruçtan kaçmak için olursa mekruhtur.[1] insan yolculuktan dolayı tutamadığı orucunu ramazan ayından sonra tutmalıdır. Bu hükümderamazanın ayının 21’i ile diğer ...
  • Şeytanın İmam Ali’ye (a.s) alakası ve sevgisi var mıydı?
    15324 Eski Kelam İlmi 2012/03/11
    Yapılan araştırmaların neticesinde hadis kaynaklarında hatta büyük ariflerin irfan kitaplarındaki aşk ve sevgiyle ilgili bölümlerde bile sorudaki ifadelerle Şeytanın İmam Ali’ye (a.s) sevgi duyması hakkında her hangi bir rivayete rastlanmamıştır. Bu türden başka rivayetler olsa da onlarda şeytanın sapkınlığına özellikle vurgu yapılmıştır. Yine bir rivayette İmam Bakır ...
  • Hz. Peygamberin (s.a.a) bakışında selam vermenin önemi nedir?
    12618 تاريخ بزرگان 2012/06/16
    İnsan toplumsal bir varlık olup kendi türlerinin ilişkisine, dostluğuna ve sevgisine ihtiyaç duyar. Selam vermek iki insan arasındaki sağlıklı ilişkinin ilk merhalesini oluşturur ve dostluk, samimiyet, sevgi, tevazu, hayır duası ve karşı tarafa güven vermek gibi değişik mesajlar içerir. Selam sözcüğü çok güzel ve manalı bir kavram ...
  • bazı vacip ve müstahaplara önem verilmesi namazın yerine geçebilir mi?
    5202 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/11/08
    Cevaba geçmeden önce bir noktayı açıklamamız lazım, oda şudur: İslami hüküm ve yasalarda, her ne kadar maslahat ve mefsede konusunu göz önünde tutulmuş ise de, insanın aklı bu hükümlerin tüm fayda ve zararlarını tek başına derk edebilmesi olanaksızdır. Bu bağlamda kesinlikle Allahın vahyine ve masumların sözlerine tabi ...
  • Kredi kartlarıyla alışveriş yapılması ve bu kartların nakit paraya çevrilmesinin hükmü nedir?
    5659 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/05/13
    Sorunuzun cevabını Ayetullah Hamenei’nin kalemi şu şekilde cevaplamıştır: Hesapta olan ve alışveriş yaparken ödediğiniz miktarın bir sakıncası yoktur. Ama hesabınızda karşılığı olmadan size kredi hesabı olarak verilen miktar; eğer borç şeklindeyse ve ona faiz geliyorsa, borcun kendisi sahih ama fazlası faiz sayılmaktadır ve haramdır. ...
  • Peygamberin (s.a.a.) Teşkil Etmiş Olduğu Hükümetin, Allah’ı Arayan Fıtrat ile İrtibatı nedir?
    7242 Düzenler 2012/10/24
    Bize göre Resul-i Ekrem’in (s.a.a.) teşkil etmiş olduğu hükümet ilahi bir emir idi. Ama bu emri iktiza eden nokta, bu hükümetin insan yaşamının tüm alanlarında tesir etmesidir. İmam Bakırdan (a.s.) “…velayete davet edildiği kadar hiç bir şeye davet edilmedi”[i] şeklinde nakledilen tabir buna yöneliktir. ...
  • Tevazu nedir? Tevazu nasıl bir esere sahiptir? Tevazu ile zillet arasındaki fark nedir?
    2308 فضایل اخلاقی 2020/01/19

En Çok Okunanlar