Gelişmiş Arama
Ziyaret
151275
Güncellenme Tarihi: 2011/07/13
Soru Özeti
Diğer namazlar sesli kılındığı halde öğle ve ikindi namazları neden sessiz kılınmaktadır?
Soru
Diğer namazlar sesli kılındığı halde öğle ve ikindi namazları neden sessiz kılınmaktadır?
Kısa Cevap

Bu iki namazın sessiz kılınmasının asıl delili Allah Resulünün (s.a.a) sünnetidir. Zira Resulullah (s.a.a) namazlarını bu şekilde kılmıştır. Allah Teala’da Onu (s.a.a) bizlere bir örnek tayin etmiştir. Peygamberimiz (s.a.a) ‘Ben nasıl namaz kılıyorsam öyle namaz kılın’ diye buyurduğundan bizde namazlarımızı Onun (s.a.a) gibi kılıyoruz. Bu konu için başka delillerde getirilmiştir. Örneğin: Sabah, akşam ve yatsı namazları sırasında hava karanlık olduğundan insanlar namaz kılınan yeri bulabilsinler diye sesli kılınmaktadır. Ama öğle ve ikindi namazlarında hava aydınlık olduğu için böyle bir şeye gerek yoktur. Bizim bilmediğimiz başka deliller de olabileceğinden bunlar ancak bir hikmet olarak değerlendirilebilir.

Ayrıntılı Cevap

Allah, elçilerini ve kanunlarının birçoğunu yalnızca kulların itaatlarının ne ölçüde olduğunu ölçmek için göndermiştir. Bunun kendisi yalnız başına münasip bir delil olup bu kanunların uygulanması gerektiğinden başka bir delile ihtiyaç yoktur. Örneğin Talut, savaşa gidecerken ordusuna şöyle seslendi: ‘Allah sizi bir nehirin suyuyla imtihan etmek istiyor. Kim onun suyundan bir avuçtan fazla içerse benim ordumdan çıksın.’[1] Onun için Allah neden böyle bir emir verdi diye delil peşinde koşmaya gerek yoktur; çünkü itaat edenle etmeyenleri ortaya çıkarmanın kendisi bu iş için yeterli ve ikna edici bir delildir. Ancak bu demek değildir ki, Allah’ın hükümleri için kulların imtihanından başka bir delil yoktur. Aksine bu hükümlerin çoğunun başka birçok değerli faydaları vardır ki, insanlığın ilerlemesi ve yücelmesi için önemli bir rol oynamaktalar. Yukarıda söylenenler de ‘Allah’ın hükümleri için herhangi bir delil bulamasak bile ona karşı ihmalkar davranamayız’ konusuna vurgu yapmak içindir. Nitekim bu konuda araştırma yapmak ve ibadetlerin bazı delillerini anlamak güzel bir şey olup ilahi emirlerin karşısında tam teslim olmakla çelişmez.  

Aşağıda öğle ve ikindi namazlarının sessiz okunması, sabah, akşam ve yatsı namazlarının sesli okunması hakkındaki şu hadisi özetle getiriyoruz:

Fazl b. Şazzan, bazı namazların sesli, bazılarınında sessiz kılınması hakkında İmam Rıza (a.s)’ın şöyle buyurduğunu rivayet eder: ‘Sesli kılınan namazlar hava karardığı zaman kılınan namazlardır. Dolayısıyla o çevreden geçen birinin cemaat namazının farkında olabilmesi ve cemaata katılabilmesi için namazda sesin yükseltilmesi lazımdır. Zira karanlıktan dolayı namaz kılanları göremese bile onların sesini duyarak cemaat namazının olduğunu anlar. Havanın aydınlık olmasından dolayı sessiz kılınan namazlarda böyle bir gereklilik yoktur ve herhangi bir ses duyulmadan da namaz kılınan mekan bulunabilir.’[2]   

Günümüzde elektrik nimeti var, dolayısıyla geceyle gündüz arasında fazla bir fark kalmadığı için namazlarda sesimizi yükseltip alçatmaya fazla gerek kalmadı veya bu hadis cemaat namazıyla ilgilidir öyleyse başkalarıyla ilgisi olmayan insanın tek başına kıldığı namazlar, hatta akşam ve yatsı namazları da sessiz kılınabilir veyahut gündüz körlerin de anlaması için öğlen ve ikindi namazlarını sesli kılalım gibi düşünceler ortaya çıkarsa demek gerekir ki, böyle bir ayırım eskisi gibi devam etmelidir. Çünkü birincisi, rivayette gelen delilin sadece bu gibi yerlerle sınırlı olduğundan emin değiliz ki delil ortadan kalktığında manada ortadan kalksın. Aksine bizim bilmediğimiz başka delillerde mevcut olabilir.[3] İkincisi bazı bölgelerde ve bazı vakitlerde henüz bile namazın yüksek sesle kılınmasına ihtiyaç duyulabilir. Dolayısıyla başta da söylediğimiz gibi Allah’ın fermanlarına itaat etmek ve Resulullah’ın (s.a.a) sünnetine amel etmek maksadıyla her zaman bu tutumumuzu korumalıyız.

Bu alanda başka deliller sunan rivayetler de vardır. Örneğin, Peygamberimiz (s.a.a) miraca çıkarken melekler bazı namazlarda O’na iktida ettiler. Allah-u Teal’da bu namazların diğer namazlardan üstün olduğunu göstermek için onların yüksek sesle kılınmasını emretti.[4]

Son olarak yine vurguluyoruz ki, böyle işlerde asıl delil ilahi emirlerin karşısında teslim olmaktır. Yoksa islami vazifelerde böyle sorular karşımıza çok çıkar. Örneğin: Neden bütün namazlarda Fatiha suresi şarttır, ama ondan sonra okuncak sureyi seçmek insanın kendisine bırakılmıştır? Namazda neden yüzümüzü kıbleden çevirmemeleyiz? Cemaat neden Fatiha ve ardından gelen sureyi okumaz ama değer zikirleri okurlar?... gibi.

Böyle yerlerde asıl delil (Kur’an’da eğer açıklanmamışsa) Resulullah’ın sünnetidir. Çünkü Resulullah’ın fiileri böyle idi. Ve Allah-u Teala, O’nu (s.a.a) bize örnek ve rehber tayin etmiştir. peygamberimiz de buyuruyor: ‘Benim kıldığım gibi namaz kılın.’[5] Bu yüzden bizde O’nun gibi yapıp, O’nun gibi namaz kılmalıyız.



[1] -Bakara/249

[2] -Muhammed B. el-Hasan hür Amuli, Vesail-uş Şia, c.6, s.82-83, hadis: 7406, Müessese-i Al’ul Beyt, Kum, H.K.1409

[3] -Usulcuların deyimiyle neden belirtilmemiştir.

[4] -Muhammed B. el-Hasan hür Amuli, Vesail-uş Şia, c.6, s.82-83, hadis: 7407.

[5] -Allame Meclisi, Bihar-ul Envar, c.82, s. 279, Müesseset-ül Vefa, Beyrut, Lübnan, H.K. 1404; İhsai b. Ebi Cumhur, Aval-il Leali, c.3, s. 85, İntişarat-ı Seyyid-i Şüheda (a.s), Kum, H.K. 1405

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Neden Peygamberin şahsiyeti güç kazandığında değişmektedir?
    5793 Kur’anî İlimler 2011/04/12
    Her ne kadar bu iddiaya yönelik bir delil belirtilmemişse de her davranış değişikliğinin şahsiyet değişiminin göstergesi olmadığını bilmemiz gerekmektedir. Peygamber-i Ekrem (s.a.a) değişik durumlarda içinde bulunduğu zaman, mekân ve konum gereği zahirde farklı davranışlarda bulunmuş olabilir, ama bunların hiçbirini onun şahsiyetindeki farklılığa isnat edemeyiz. Bunun birçok başka ...
  • Aşura günü İmam Hüseyin’in (a.s) kuyu kazarak suya ulaşma imkânı yok muydu?
    8302 تاريخ بزرگان 2011/01/20
    Yezidilerin İmam Hüseyin (a.s) karşısındaki en kirli ve alçakça taktiği İmamın karargâhını hayatın zorunlu unsurundan yani sudan mahrum bırakmalarıydı. Hz. Hüseyin (a.s) bu sorunu halletmek için çok etkili olan birçok girişimde bulundu. Bu girişimlerden biri de kuyu kazmaktı. İmam Hüseyin (a.s) ve yarenleri bu yöntemi kullandılar. ...
  • Domuzun parçaları gibi necasetlerin bazı kısımları Müslüman olmayan kimselere satılabilinir mi?
    5601 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/10
    Hz. Ayetullah’el - Uzma Mekarim Şirazi (Allah ömrünü uzun etsin): Eğer bu konu hakkında yakininiz varsa onun alınıp satılması sakıncalıdır. Hz. Ayetullah’el - Uzma Safi Gülpeygani (Allah ömrünü uzun etsin): Soruda gelen konu hakkında bilgim yok ama eğer söz konusu maddeler ...
  • Anne rızası olmadan Müslüman olmayan bir kızla evlenmenin hükmü nedir?
    7977 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/09/22
    İslam dini insanların bozulması ve yozlaşmasını önlemek ve ahlakî yozlaşmalardan kaynaklanan problemlerden birey ve toplumu korumak ve aynı şekilde aile müessesesini güçlendirmek için evlenmeyi çok tavsiye etmiştir. Elbette gencin hayatı ve geleceği için karar alabileceği bir erginlik ve rüşt yaşına ermesi de İslam dini tarafından önemsenen ...
  • Neden İmam Ali (a.s) Nehcü’l-Belağa’da kendi imametinden söz etmemiş ve sadece hilafetini gasp ettiklerinden şikâyet etmiştir?
    9183 تاريخ بزرگان 2012/05/16
    İmam Ali’nin kendini savunması, kabiliyetlerini, liyakatini ve üstünlüklerini dile getirmesi gerçekte imamet makamını savunmak ve tanıtmaktır; zira eğer halk bundan haberdar olmazsa çok ağır bir hüsrana uğrayacaktır (nitekim bu vakıa maalesef İslam tarihinde gerçekleşti). Bu esas uyarınca İmam Ali (a.s) şartların gerektirdiği durumlarda kendi rehberlik ve imamet ...
  • Acaba bireysel fıkıhta uzmanlık siyasal (hükümetsel) fıkıhta uzman olabilmek için gerekli mukaddime midir?
    5720 Düzenler 2015/05/21
    İslami fıkıh bir biriyle irtibatlı ve iç içe girmiş birçok bilimlerin bütündür ki onun her bir bölümünü bir diğerinden müstakil bir ada şeklinde dikkate alıp sadece bir bölümünde yetişip uzmanlaşmak mümkün değildir. Elbette doğal olarak şu imkân mevcuttur ki bazı dini düşünürler fıkhın has bir bölümünde yapmış ...
  • İmam Muhammed Cevat (a.s)’ın biyografisini açıklar mısınız?
    2469 تاريخ بزرگان 2020/01/20
  • Bu asırda kızları köleliğe çekmek caiz midir?
    6464 Eski Kelam İlmi 2011/10/23
    Her şeyden önce köleliğin İslam dini tarafından temelleri atılan bir kurum olmadığını, bilakis bu fenomenin İslam’ın doğduğu çağda dünyanın tüm bölgelerinde yaygın olan bir realite olduğunu bilmeliyiz. İslam köle sahiplerine ciddi bir zarar vermeksizin ve mevcut toplumsal dengeyi ani ve hızlı bir girişimle ortadan kaldırmaksızın imkânların elverdiği ölçüde ve ...
  • Kendimizi yetiştirmeye ve nefsimizi arındırmaya nereden başlamalıyız?
    10712 Pratik Ahlak 2010/05/06
    Tezkiye, nefsi arındırmak ve temizlemek anlamına gelmektedir. Kur’an-ı Kerim’de nefsi arındırmanın önemi hakkında birçok ayet bulunmaktadır. Ama şu bilinmelidir ki; nefsi arındırmaya başlama noktası her insana göre değişir. İslam’ı henüz kabul etmemiş birisinin nefsi temizlemeye başlayacağı ilk aşama, İslam’ı kabul etmesidir. Müminler için ilk basamak, ...
  • Hangi ayet tevhidin kısımlarını içermektedir? Tevhidin kısımları nelerdir?
    15901 Eski Kelam İlmi 2011/08/14
     Tevhit konusu, Kuranî ve dinî kavramlar içinde en derin ve geniş konulardandır. Çünkü tevhidin çeşitleri ve mertebeleri vardır. Bu yüzden Kuran’da tevhit konusu birçok sure ve ayette genişçe ve derin olarak işlenmiştir. Kuran’ın bu üslup ve tarzı temel kavramlardadır. Bugün bu üslup, Kuran’ın konusal ...

En Çok Okunanlar