Gelişmiş Arama
Ziyaret
17366
Güncellenme Tarihi: 2008/03/26
Soru Özeti
Hz. Zeynep (a.s.) hakkında Hz. Peygamber Efendimiz’den (s.a.a.) rivayet edilen bir hadis var mı?
Soru
Selamun aleykum
Soru: Peygamber efendimiz (s.a.a) in hep Hz. Hasan ve Hz. Huseyn ile ilgili an‎lar‎ ,sevgileri. Muhabbetleri;yatarken,oturuken, namaz k‎larken,camideyken... v.b....anlatı‎lı‎r.
Ancak Hz Zeyneb ile ilgili herhangi bir buna benzer bir hadis, onu ok‏şamas‎ı, sevmesi, vb. bir ‏şeyler acizane bilmiyorum... Bu konuyla ilgili bilgilendirirseniz memnun olurum... Yoksa acaba Hz. Zeyneb Hz. Resul'ün vefat‎ndan sonra mı‎ dünyaya geldi?
Kısa Cevap

Hz. Zeynep (s.a.), hicretin beşinci veya altıncı yılında, Medine-i Münevvere’de dünyaya gelmiştir. Peygamber Efendimiz’in (s.a.a.), Hz. Zeynep (s.a.) hakkında buyurduğu güvenilir bir rivayet elimizde bulunmasa da Hz. Fatıma (s.a.) hakkında buyurduğu birçok güvenilir rivayet vardır ve bu rivayetler Hz. Zeyneb’i (s.a.) de kapsamaktadır. Hz. Zeynep (s.a.), iman, takva, sabır, zulümle mücadele, kıyam, İslam dinini, imameti ve velayeti savunma, fedakârlık, fesahat ve belagat derslerini değerli anne ve babasından almıştır. Hz. Zeyneb’in (s.a.) yüce şahsiyetini bilmek için tarihi Kerbela olayındaki yani Aşura vakıasındaki etkili rolüne ve bu vakiadan sonra meydana gelen Ehl-i Beyt’in esir düşme olayına ve dönemin zalimlerine karşı olan tavrına bakmak gerekir. Tarih bize bunlardan bazı kesintileri bize aktarmış bulunmaktadır.

Ayrıntılı Cevap

Hz. Zeynep (s.a.), hicretin beşinci veya altıncı yılında, Medine-i Münevvere’de dünyaya gelmiştir. O yüce hanıma isim koymayı Peygamber Efendimiz’e (s.a.a.) bırakmışlar ve Resulullah (s.a.a) de ilahi emir üzere ona Zeynep ismini koymuştur. Zeynep kelimesi, güzel görünüşlü ağaç veya “zeyn” ve “eb” olmak üzere iki kelimeden oluşan babasının ziyneti anlamına gelmektedir.

Bu yüce hanım, insanlık örneği olan iki yüce şahsiyetin ilim deryasından faydalanmış ve acı ve çileler içinde sağlam, dayanıklı ve yıkılmaz bir şahsiyete ulaşmıştır.

Peygamber Efendimiz’in (s.a.a.), Hz. Zeynep (s.a.) hakkında buyurduğu güvenilir bir rivayet elimizde bulunmasa da Hz. Fatıma (s.a.) hakkında buyurduğu birçok güvenilir rivayet vardır ve bu rivayetler Hz. Zeyneb’i (s.a.) de kapsamaktadır. Bir rivayette geldiği üzere, birisi İmam Cafer-i Sadık’a (a.s.) Peygamber Efendimiz’in (s.a.a.) “Fatıma paktır ve Allah-u Teala, onun soyunu da cehennem ateşine haram kılmıştır.” diye buyurup buyurmadığını sorduğunda o hazret şöyle buyurmuştur: “Evet Peygamber(s.a.a.)’in maksadı, Hasan, Hüseyin, Zeynep ve Umm-u Gülsümdür.”[1]

Aynı şekilde İmam Seccad (a.s.) da Hz. Zeyneb’e (s.a.) hitaben şöyle buyurmuştur: “Siz elhamdülillah ilim öğrenimi görmeden alim, ve anlatılmadan anlayansınız.”[2]

Peygamber Efendimiz’in (s.a.a.), İmam Hasan ve İmam Hüseyin’in (a.s.) faziletleri hakkında buyurduğu rivayetlerin çok olması ve Hz. Ali’nin (a.s.) diğer evlatları hakkında bu türden hadislerin olmamasının sebebinin, bu iki yüce şahsiyetin imamet makamına sahip olduklarından kaynaklandığını söyleyebiliriz.

Ama şu noktayı vurgulamak gerekir ki: Hz. Zeynep (s.a.), iman, takva, sabır, zulümle mücadele, kıyam, İslam dinini, imameti ve velayeti savunma, fedakârlık, fesahat ve belagat derslerini değerli anne ve babasından almıştır. Burada o yüce kahraman hanımın bazı özelliklerine değineceğiz:

1. Hz. Zeynep(s.a.)’in güçlü imanı:

Hz. Zeyneb’in (s.a.) en önemli özelliklerinden biri, Allah’a olan iman ve muhabbetidir. Onun, Allah’a olan iman derecesini anlamak için, Allah’ın rızası için katlandığı bütün musibetlerin, sadece O’ndan olduğu için güzel gördüğünü söylemesi yeterlidir. Kufe şehrinde İbn-i Ziyad ona “Allah’ın kardeşine yaptığını nasıl görüyorsun” diye sorduğunda şöyle cevap vermiştir: “Güzellikten başka bir şey görmedim.”[3] İmam Hüseyin (a.s)’ın kıyam ve hareketi, hak yolundaydı ve bu yüzden kardeşinin kılıçlarla parçalanmış bedenini Kerbela’da gördüğü zaman huşulu bir şekilde Allah’a şöyle demiştir: “Allah’ım bizim bu kurbanımızı kabul eyle.”[4]

Hz. Zeyneb’in (s.a.) ibadeti öylesine bir noktadadır ki, İmam Hüseyin (a.s.) onunla vedalaşırken O’na şöyle buyurur: “Kardeşim, gece namazlarında beni hatırla!”[5] ve yine İmam Seccad’an (a.s.) şöyle nakledilmiştir: “Halam Zeynep, Kufe’den Şam’a olan esaret yolculuğunda, hem farz ve hem nafilelerini yerine getirmiş, onlardan gafil olmamıştır. Sadece konakladıkları yerlerden birisinde, aşırı halsizlik ve açlık yüzünden, namazını oturarak kılmıştır ve daha sonra üç gün boyunca yemek yemediği anlaşılmıştır. Zira, her esire günde bir parça ekmek veriliyordu ancak halam kendi payını çoğu zaman çocuklara veriyordu.”[6]

2. Hz. Zeyneb’in (s.a.) ilmi:

Hz. Zeyneb-i Kübra (s.a.) ilim ve fazilet hanımıdır. O, ilmini, vahye bağlı olan; değerli dedesi, babası, annesi ve kardeşlerinden almıştır. Hz. Zeyneb’in (s.a.), kadınlara tefsir dersi verdiğini yazmışlardır.[7] Yine İbn-i Abbas ondan şöyle söz etmektedir: “Biz Haşim oğullarının bilgesi (akıl ve bilgi madeni) Hz. Zeynep (s.a.)…”[8] Hz. Zeyneb’in Beni Haşim kabilesinde “akile” yani bilge olarak tanınması, O’nun ilmini açıklamaya yetmektedir.

Hz. Zeyneb’in (s.a.) Kerbela, Kufe ve Şam seferleri boyunca söylediği sözler ve dönemin zalimleri, tağutlarına ve genel halka karşı yaptığı konuşmalar ve verdiği hutbeler, bu azametli hanımın ilim ve kemalinin, eğitim ve öğretim yoluyla olmadığını, tam aksine ilahi bir hibe ve olağanüstü bir durum olduğunu açıkça göstermektedir. Bu konunu şahidi, Hz. Zeyneb’in (s.a.) Kufe’deki hutbesinden sonra İmam Seccad’ın (a.s.) ona buyurduğu sözlerdir: “Halacığım, sakin ol ve sükût etmeyi tercih et; “Siz elhamdülillah ilim öğrenimi görmeden alim, ve anlatılmadan anlayansınız.”[9]

3. Beni Haşim’in akilesinin (bilgesinin) fedakârlığı:

Hz. Zeyneb’in (s.a.) şahsiyetini tanıyabilmenin en iyi yolu, onun tarihi Kerbela yolculuğunu, Aşura hadisesindeki etkili rolünü, o yüce hanımın özgürlüğe anlam veren esaretini ve zamanın zalimlerine olan tavrını incelemektir.

Hz. Zeynep (s.a.), dinsizlere karşı Allah’ın dinini savunmanın zaruretini, bu yolda mal, mülk, eş, yaşantı ve çocuklarından geçmesi gerektiğini, hatta yeri geldiğinde canından bile geçmesi gerektiğini hissettiği zaman, tam bir fedakârlık ve cesaretle, evinden, eşinden ve bütün hayatından el çekerek, Kerbela sahnesinde hazır bulunmuştur. Kendi çocuklarını da, kurban etmek için, Kerbela kurbanlığına getirmiş ve onları hiç çekinmeden Allah yolunda mücadele için meydana göndermiş ve şehadetlerini muşahede etmiştir. Kerbela kıyamı boyunca her yerde, bu kıyamın yüce lideri, kardeşi Hz. Hüseyin (a.s.) yardımcısı olmuştur. Aşura günü, Allah’ın hücceti şehit edildiğinde, ortada kalan Ehl-i Beyt ailesini esaret döneminde koruyup savunmak gibi ağır bir sorumluluk, bu yüce hanımın omuzlarına binmiş ve o da çelik bir dağ gibi, sapıtmış düşmanlar karşısına dikilerek bu görevi büyük bir kahramanlıkla yerine getirmiştir.[10] Bu dönemde Hz. Zeyneb’in kendisinden gösterdiği şecaat olmasaydı ve Kerbela mesajını esir olarak götürüldüğü her yerde güçlü bir sesle insanlara aktarmasaydı elbette Kerbela’da Ehl-i Beyt tarafından dini savunmak için yapılan eşsiz kıyam gereken sonucu vermez ve halkın uyanmasına vesile olmazdı.

Hz. Zeyneb’in (s.a.) bu önemli rolünün anıları, bugün, aradan asırlar geçmesine rağmen, yine eşsiz bir örnek olarak yaşatılmalıdır, bu yüzden İslam camiasında, fedakârlık hissini canlı tutmak için, bu yüce hanımın doğum ve vefat gününü anmak gerekir.



[1] El- Vefa Kurumu, Beyrut, hicri 1404 yılı, Allame Meclisi, Bihar-ul Envar, c: 43, s: 231–3.

[2] Bihar-ul Envar, c: 45, s: 164.

3 Bihar-ul Envar, c: 45, s: 116.

4 Allame Seyit Abdurrezzak Mukarrem, Mektel-ul Hüseyin, s: 379.

[5] Zeyneb-i Kübra, s: 62–63.

[6] Reyahin-iş Şerie, c: 3, s: 62.

[7] Bakınız: Didar-ı Aşina dergisi, sayı: 25, Seyit Sadık Seyitnejat.

[8] Sefinet-ül Bihar, c: 1, s:558.

[9] Bihar-ul Envar, c: 45, s: 164.

[10] Bakınız: Didar-i Aşina, sayı: 117, Leyla Zu’lfekari.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Şerî mesafe miktarı ne kadardır?
    5559 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/23
    A. Şerî mesafenin miktarı hakkında birkaç görüş vardır: Bazıları mesafe miktarının 22/5 km olduğu görüşündedir.[1] Bazıları şerî mesafenin 21/5 km olduğu fikrini taşımaktadır.[2] Bir grup da şerî mesafenin 22 ...
  • Bedenin ruha alet olması konusunda doğal ve yapma aletler arasındaki fark nedir?
    7311 İrfan Felsefesi 2012/04/03
    Doğal ve yapma terimler felsefede doğal ve yapma varlıklar arasında mukayese yapıldığı zaman kullanılır. Örneğin insan bedeni doğal bir cisimdir, yatak ise yapma bir cisimdir. Bedenin kendi parçalarıyla bileşimi doğaldır. Ama yatağın kendi parçalarıyla (tahta, çivi vs.) bileşimi yapmadır. ...
  • Bir takım şekilleri ve figürleri içeren dua kitaplarından yararlanmak caiz midir?
    10662 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/11
    1- Sorunuza nazaran söz konusu kitabın hangi ilim hakkında olduğunu anlamak güçtür. Bunu anlamak için daha geniş bilgiye ihtiyaç vardır. Ama kısaca söyleyebiliriz ki söz konusu kitap ulum-i garibe hakkındadır. Ulum-i garibe; cifr, reml ve nücüm gibi ilimlere denir. Ancak söz konusu kitabın hangi kısmına ait olduğunu ...
  • Mübarek Ramazan ayının 21’inde yolculuk yapmanın hükmü nedir?
    4971 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/08/14
    Mübarek ramazan ayında yolculuk yapmanın sakıncası yoktur, ancak oruçtan kaçmak için olursa mekruhtur.[1] insan yolculuktan dolayı tutamadığı orucunu ramazan ayından sonra tutmalıdır. Bu hükümderamazanın ayının 21’i ile diğer ...
  • Şeytanın İmam Ali’ye (a.s) alakası ve sevgisi var mıydı?
    15324 Eski Kelam İlmi 2012/03/11
    Yapılan araştırmaların neticesinde hadis kaynaklarında hatta büyük ariflerin irfan kitaplarındaki aşk ve sevgiyle ilgili bölümlerde bile sorudaki ifadelerle Şeytanın İmam Ali’ye (a.s) sevgi duyması hakkında her hangi bir rivayete rastlanmamıştır. Bu türden başka rivayetler olsa da onlarda şeytanın sapkınlığına özellikle vurgu yapılmıştır. Yine bir rivayette İmam Bakır ...
  • Hz. Peygamberin (s.a.a) bakışında selam vermenin önemi nedir?
    12618 تاريخ بزرگان 2012/06/16
    İnsan toplumsal bir varlık olup kendi türlerinin ilişkisine, dostluğuna ve sevgisine ihtiyaç duyar. Selam vermek iki insan arasındaki sağlıklı ilişkinin ilk merhalesini oluşturur ve dostluk, samimiyet, sevgi, tevazu, hayır duası ve karşı tarafa güven vermek gibi değişik mesajlar içerir. Selam sözcüğü çok güzel ve manalı bir kavram ...
  • bazı vacip ve müstahaplara önem verilmesi namazın yerine geçebilir mi?
    5202 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/11/08
    Cevaba geçmeden önce bir noktayı açıklamamız lazım, oda şudur: İslami hüküm ve yasalarda, her ne kadar maslahat ve mefsede konusunu göz önünde tutulmuş ise de, insanın aklı bu hükümlerin tüm fayda ve zararlarını tek başına derk edebilmesi olanaksızdır. Bu bağlamda kesinlikle Allahın vahyine ve masumların sözlerine tabi ...
  • Kredi kartlarıyla alışveriş yapılması ve bu kartların nakit paraya çevrilmesinin hükmü nedir?
    5659 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/05/13
    Sorunuzun cevabını Ayetullah Hamenei’nin kalemi şu şekilde cevaplamıştır: Hesapta olan ve alışveriş yaparken ödediğiniz miktarın bir sakıncası yoktur. Ama hesabınızda karşılığı olmadan size kredi hesabı olarak verilen miktar; eğer borç şeklindeyse ve ona faiz geliyorsa, borcun kendisi sahih ama fazlası faiz sayılmaktadır ve haramdır. ...
  • Peygamberin (s.a.a.) Teşkil Etmiş Olduğu Hükümetin, Allah’ı Arayan Fıtrat ile İrtibatı nedir?
    7242 Düzenler 2012/10/24
    Bize göre Resul-i Ekrem’in (s.a.a.) teşkil etmiş olduğu hükümet ilahi bir emir idi. Ama bu emri iktiza eden nokta, bu hükümetin insan yaşamının tüm alanlarında tesir etmesidir. İmam Bakırdan (a.s.) “…velayete davet edildiği kadar hiç bir şeye davet edilmedi”[i] şeklinde nakledilen tabir buna yöneliktir. ...
  • Tevazu nedir? Tevazu nasıl bir esere sahiptir? Tevazu ile zillet arasındaki fark nedir?
    2308 فضایل اخلاقی 2020/01/19

En Çok Okunanlar