Gelişmiş Arama
Ziyaret
8511
Güncellenme Tarihi: 2010/12/18
Soru Özeti
neden namaz kılmalıyız?
Soru
Allah muhtaç değilse, neden namaz kılmalıyız? Allah namazımıza muhtaç olmadığı halde neden bu dünyada kılmadığımız namazlardan dolayı ahirette cezalandırılıyoruz?
Kısa Cevap
Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız.
Ayrıntılı Cevap

Allah u Teâlâ mutlak bir şekilde müstağnidir. Hiçbir çeşit noksanlık, hiçbir çeşit güçsüzlük ve vücudunda hiçbir çeşit ihtiyaç söz konusu olmadığı gibi onun dışındaki varlıkların tümü de Ona muhtaçtır. Diğer taratan Allah u Teâlâ Rauf, şefkatli ve merhametlidir. Bütün kullarını seviyor. Dünyayı, dünyanın nimetlerini ve dünyanın güzelliklerini kulları için yaratmıştır. Bu ilke gereğince Allahın tüm işleri hikmetler doğrultusundadır. Dolayısıyla eğer namaz kılınmasını kullarından istemiş veya her hangi başka bir ameli kullarından yerine getirmelerini emr etmiş ise, oda kesinlikle bir hikmet veya hikmetler doğrultusundadır. Yani kullarının maslahatı ve menfaati içindir. Kullarının kemale ulaşmaları, pislik ve kötülüklerden uzak kalmaları, pak ve temiz olan Hak Teâlâ'nın zatına ulaşmaları vb… gibi şeyler bu hikmetlerden bazılarıdır.[1] Hakeza eğer bazı amellerin yapılmasından kullarını men etmiş ve onları bazı amellerden sakındırmış ise, sadece o amellerde kulları için var olan zarar ve fesatlıklar içindir ve mümkündür ki, Allah dışında hiç kimse o amellerde var olan zarar ve fesatlıklardan haberdar olmasın. Vaat ettiği cezalar ve azaplar da aslında yasakladığı veya terk edilmiş vacip olan amellerin kendi eseri ve neticeleridir ki, bu eserler haram kılınmış amelleri yerine getirerek veya emir edilmiş olan vacipleri terk ederek kendisine bulaşıyor. Aynen doktorun bize zararlı ve bizim için zehirli olan yemeklerin yenilmesini yasaklamasına benziyor bu. Zira bu yemekleri yemek demek, bu yemeklerin getireceği neticelere ve onlara arız olan kötü durumlara yakalanmak demektir. Bu ikisi yani yemek ile neticelerine yakalamak aynı anda gerçekleşiyor.

Kuranı kerim ahretteki azaplar hakkında ne kadar güzel söylemiş ve o azapların genel nedenini bir cümlenin içinde ne güzel açıklamıştır: "Bu, kendi ellerinizin (önceden yapıp) gönderdiklerinin karşılığı ve (amellerinizin neticesidir). Allah, kullar(ın)a asla zulmedici değildir".[2]

Bu nedenle ilahi azabın gerçeği ve hakikati, uygun ve yakışmayan amellerin kendisidir. Bu ameller insanın kendisinden meydana geliyor. Kullar kendi elleriyle yaptıkları amellerin akıbetinden haberdar olsunlar ve bu hedefe daha fazla tekit olunsun diye Allah u Teâlâ bu ameller için azabı vaat ederek kötülüklerini (vacip olan amellerin terkindeki, haram olan emellerin yapılmasındaki kötülükleri) kulları için beyan etmiştir. Zira bazı insanlar vaat edilen nimetlere ümit bağlayarak kendileri için faydalı ve onların salahı içinde bulunan yola koyulmayabilirler ama azaba yakalanacağından korkarak kendi salahı içinde olan yola koyulur veya fesattan el çekmeleri söz konusu olabiliyor.

Farz ediniz bir hasta için bir ilaç faydalıdır. Ama hasta o ilacı içmekten sakınıyor. Ama bu hasta babasının isteği üzere ve ona gösterdiği saygıdan ötürü ilacı içiyor ve o ilacın menfaatini kendisi görüyor. Hakeza babası tarafından kendisine mükâfat veriliyor ümidiyle ve babası tarafından cezalandırılmaması için bu ilacı içerse yine ilacın faydası kendisine dokunuyor. Bu nedenle Allahın, ibadetsel olan amelleri yerine getirmesinden güttüğü hedef kullarına yönelik olan hayır ve menfaatleridir. Allahın kendisine ulaşacak her hangi bir menfaati bunda söz konusu değildir. Özellikle Allahın mutlak zengin olduğu dikkate alındığında (bunun çok daha açık olduğu ortadadır).

Bir diğer taraftan Allah u Teâlâ biz insanlara sayısızca nimet bağışlamıştır. Akli selim bu nimetlerin karşısında nimet sahibine karşı saygın ve ona karşı şükranlarını bildirmesine hüküm ediyor. Namaz bir anlamda insanların, kendilerine verilmiş olan nimetlerin sahibine karşı şükranı bildirmenin ifadesidir. Namazı terk eden kimse aslında vicdansal olan büyük bir şeyden yüz çevirmiştir anlamındadır. Akıl açısından bu kişi ihmalkâr, kusurlu ve günahkârdır. Dolayısıyla cezayı hak etmiştir. Sizi misafirliğe birisi davet eder, size karşı ev sahipliğini yapar ve ikramda bulunduğunda o sizin şükranlarınıza muhtaç mıdır? Yoksa ona karşı şükranlarınızı bildirmek ahlaki ve vicdani bir vazifemidir? Başkaları sizin, size ev sahipliğini yapmış ve size ikramda bulunmuş bir kişiye karşı şükranlık vazifenizi yerine getirmediğinizden haberdar olurlarsa onların yanında değerinizin korunması mümkün müdür? Onların nezdinde değersiz duruma düşmek ve onların yanında zelil olmaktan daha büyük bir ceza söz konusu olabilir mi?



[1] Daha fazla bilgi edinmek için bkz.: soru 378 (sayt: 379), nemaye: ibadet bıray-ı huda ya bıray-ı hud?

[2] Zalike bi ma kaddemet eydi'kum ve ennellahe leyse bi zallam'in lil ibad. (Ali İmran, 182).

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Şerî mesafe miktarı ne kadardır?
    5559 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/23
    A. Şerî mesafenin miktarı hakkında birkaç görüş vardır: Bazıları mesafe miktarının 22/5 km olduğu görüşündedir.[1] Bazıları şerî mesafenin 21/5 km olduğu fikrini taşımaktadır.[2] Bir grup da şerî mesafenin 22 ...
  • Bedenin ruha alet olması konusunda doğal ve yapma aletler arasındaki fark nedir?
    7311 İrfan Felsefesi 2012/04/03
    Doğal ve yapma terimler felsefede doğal ve yapma varlıklar arasında mukayese yapıldığı zaman kullanılır. Örneğin insan bedeni doğal bir cisimdir, yatak ise yapma bir cisimdir. Bedenin kendi parçalarıyla bileşimi doğaldır. Ama yatağın kendi parçalarıyla (tahta, çivi vs.) bileşimi yapmadır. ...
  • Bir takım şekilleri ve figürleri içeren dua kitaplarından yararlanmak caiz midir?
    10662 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/11
    1- Sorunuza nazaran söz konusu kitabın hangi ilim hakkında olduğunu anlamak güçtür. Bunu anlamak için daha geniş bilgiye ihtiyaç vardır. Ama kısaca söyleyebiliriz ki söz konusu kitap ulum-i garibe hakkındadır. Ulum-i garibe; cifr, reml ve nücüm gibi ilimlere denir. Ancak söz konusu kitabın hangi kısmına ait olduğunu ...
  • Mübarek Ramazan ayının 21’inde yolculuk yapmanın hükmü nedir?
    4971 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/08/14
    Mübarek ramazan ayında yolculuk yapmanın sakıncası yoktur, ancak oruçtan kaçmak için olursa mekruhtur.[1] insan yolculuktan dolayı tutamadığı orucunu ramazan ayından sonra tutmalıdır. Bu hükümderamazanın ayının 21’i ile diğer ...
  • Şeytanın İmam Ali’ye (a.s) alakası ve sevgisi var mıydı?
    15324 Eski Kelam İlmi 2012/03/11
    Yapılan araştırmaların neticesinde hadis kaynaklarında hatta büyük ariflerin irfan kitaplarındaki aşk ve sevgiyle ilgili bölümlerde bile sorudaki ifadelerle Şeytanın İmam Ali’ye (a.s) sevgi duyması hakkında her hangi bir rivayete rastlanmamıştır. Bu türden başka rivayetler olsa da onlarda şeytanın sapkınlığına özellikle vurgu yapılmıştır. Yine bir rivayette İmam Bakır ...
  • Hz. Peygamberin (s.a.a) bakışında selam vermenin önemi nedir?
    12618 تاريخ بزرگان 2012/06/16
    İnsan toplumsal bir varlık olup kendi türlerinin ilişkisine, dostluğuna ve sevgisine ihtiyaç duyar. Selam vermek iki insan arasındaki sağlıklı ilişkinin ilk merhalesini oluşturur ve dostluk, samimiyet, sevgi, tevazu, hayır duası ve karşı tarafa güven vermek gibi değişik mesajlar içerir. Selam sözcüğü çok güzel ve manalı bir kavram ...
  • bazı vacip ve müstahaplara önem verilmesi namazın yerine geçebilir mi?
    5202 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/11/08
    Cevaba geçmeden önce bir noktayı açıklamamız lazım, oda şudur: İslami hüküm ve yasalarda, her ne kadar maslahat ve mefsede konusunu göz önünde tutulmuş ise de, insanın aklı bu hükümlerin tüm fayda ve zararlarını tek başına derk edebilmesi olanaksızdır. Bu bağlamda kesinlikle Allahın vahyine ve masumların sözlerine tabi ...
  • Kredi kartlarıyla alışveriş yapılması ve bu kartların nakit paraya çevrilmesinin hükmü nedir?
    5659 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/05/13
    Sorunuzun cevabını Ayetullah Hamenei’nin kalemi şu şekilde cevaplamıştır: Hesapta olan ve alışveriş yaparken ödediğiniz miktarın bir sakıncası yoktur. Ama hesabınızda karşılığı olmadan size kredi hesabı olarak verilen miktar; eğer borç şeklindeyse ve ona faiz geliyorsa, borcun kendisi sahih ama fazlası faiz sayılmaktadır ve haramdır. ...
  • Peygamberin (s.a.a.) Teşkil Etmiş Olduğu Hükümetin, Allah’ı Arayan Fıtrat ile İrtibatı nedir?
    7242 Düzenler 2012/10/24
    Bize göre Resul-i Ekrem’in (s.a.a.) teşkil etmiş olduğu hükümet ilahi bir emir idi. Ama bu emri iktiza eden nokta, bu hükümetin insan yaşamının tüm alanlarında tesir etmesidir. İmam Bakırdan (a.s.) “…velayete davet edildiği kadar hiç bir şeye davet edilmedi”[i] şeklinde nakledilen tabir buna yöneliktir. ...
  • Tevazu nedir? Tevazu nasıl bir esere sahiptir? Tevazu ile zillet arasındaki fark nedir?
    2308 فضایل اخلاقی 2020/01/19

En Çok Okunanlar