Gelişmiş Arama
Ziyaret
7766
Güncellenme Tarihi: 2010/08/14
Soru Özeti
Hz. Peygamber (s.a.a) hayattayken neden halifelere karşı bir şey yapmadı ve sustu?
Soru
Hz. Peygamber (s.a.a) hayattayken neden halifelere karşı bir şey yapmadı ve sustu? Vefatından sonra gerçekleşen olayların önüne geçmek için neden önceden onların niyetini ifşa etmedi?
Kısa Cevap

Sorunun cevabı için bir kaç noktaya dikkat çekmek zorundayız:

1- Peygamber (s.a.a) kendi risaletini yaymaya başladığı andan itibaren çeşitli yerlerde Hz.Ali’nin de faziletini ve halifelik meselesini defalarca halka duyurmuş, Onun (a.s) muhaliflerinin çehrelerini ifşa etmiş, onları Müslümanlara tanıtmıştı. Ancak İslam toplumunun durumu öyle bir şekildeydi ki, Peygamber muhaliflere karşı şiddet kullanamıyordu.

2- Peygamber (s.a.a) ve Hz. Ali, İslamın ve Peygamberin (s.a.a) neslinin korunmasına önem veriyordular; bu şekilde Resulullah’ın (s.a.a) son vasisinin risalet hedefini gerçekleştirmesine ortam hazırlıyorlardı.

3- Peygamber (s.a.a) ömrünün sonlarına doğru muhaliflere karşı şiddet kullansaydı, onlarda Peygamberin vefatından sonrası için hazırladıkları planları bozulacağından sessiz kalmayacak, Peygambere karşı büyük bir şiddet kullanacak ve belkide İslama telafisi mümkün olmayan zararlar vereceklerdi.

Ayrıntılı Cevap

Hz. Ali (a.s), Peygamberden sonra bütün ahlaki ve ilmi faziletlere sahip olan tek kişiydi. Savaş meydanlarında fırtına gibi eser, kafirleri ve asileri darmadağın ederdi. En cesur kimseler Onun kılıcının karşısında acizdi. İslamın başlangıcında ve Resul-ü Ekrem’in (s.a.a) zamanında Hz.Ali’de (a.s) bir çok üstün özellik görülmüştür. Aşağıda onlardan bazılarını getiriyoruz:

Yüce Peygamber deflarca Hz. Ali’nin liyakatından ve kemallerinden bahseder ve şöyle buyururdu: ‘Ali asla hata yapmaz.’[1]Ali hakla beraberdir, hakta Ali’yle.[2]

Bir çok yerde Ali’ye muhalefet etme konusunda uyarılarda bulunmuştu: ‘İster ailemden olsun, ister başkalarından, kim Ali’ye buğz ederse benim dinimdem çıkmıştır.’[3]

Ancak Peygamberin bütün bu tavsiyelerine rağmen bir grup Müslüman gelecek için ve Peygamberin vefatından sonra ümmetin başına geçmek için planlar yapmışlardı. Peygamber’in (s.a.a) onların bütün planlarından haberi vardı. Onlar Peygamberimiz hayattayken cezalandırılacak her hangi bir şey yapmadıklarından Peygamberde bir şey yapamıyordu, yani ‘cinayetten önce kısas olmaz’dı. Ama onları etkisiz hale getirmek için bazı girişimlerde de bulundu. Örneğin, Ğadir-i Hum’da ve Haccet-ul Veda’da, her şehirden Müslümanların geldiği o çok önemli ve hassas zamanda şöyle buyurdu: ‘Ey Müslümanlar! Bilin ki Allah, benden sonra Ali’yi size veli olarak seçti. Kimse Allah’ın desturuna karşı gelmesin. Kim Ali’nin halifeliğine muhalefet ederse, Allah’a muhalefet etmiştir...’[4]

Yine Resulullah (s.a.a) ömrünün son günlerinde Hz. Ali’nin imametine muhalif olanları Onun (a.s) imametinin ilk günlerinde sorun çıkarmasınlar diye Usame’nin ordusuyla Medine’nin dışına göndermeye çalıştı. Emir-ul Müminin’in imametine muhalif olanlar bunu anladıklarından Usame’nin ordusuna katılmadılar. Usame’nin ordusunun hareket etmesi o kadar gecikti ki, sonunda Resulullah dünyadan göçtü ve muhaliflerde isteklerine ulaştılar.

Resulullah (s.a.a) ömrünün son günlerinde bazılarının Usame’nin ordusundan ayrıldıklarını, emrine uymadıklarını ve planlar yaptıklarını gördüğü için ‘Bana kalem kağıt getirin, size öyle bir şey yazayım ki, benden sonra asla sapmayasınız’ diye buyurdu. Birisi orada hemen atılıp: ‘Peygamberin hastalığı şiddetlendi. Allah’ın kitabı bize yeter; Peygamber hastalığın şiddetinden dolayı sayıklıyor’ dedi. Ehl-i Sünnet kardeşlerin kaynaklarındaki bazı rivayetler bu kişinin Ömer b. Hattap olduğunu söylüyor![5]

Velhasıl, makam ve riyaset sevdalısı olan bu grup Peygamberin (s.a.a) vefatından sonra hedeflerine ulaştılar. Onlar içlerinde geçmişten kalan ukdelerini boşaltmak için bu işi yaptılar. Savaş konularında ve fıkhi meselelerde mecbur kalıp Hz. Ali’yle (a.s) meşveret eder ve bazen Onun görüşüne göre hareket ederlerdi. Hatta iş öyle bir yere geldi ki Ebubekr çıkıp minberde şöyle dedi: ‘Ey insanlar! Biatınızı geri alın. Ali içinizde olduğu sürece ben sizden efdal değilim.’[6]

İslamı görüntüde kabul edenler, İslam’a ve Resul-ü Ekrem’e inançları olmayanlar ise İslamı tamamen yoketmek için hep bir fırsat peşindeydiler; onlar Peygamberimize (s.a.a), bir keresinde Ğadir olayından sonra, bir keresinde de Tebük seferinden dönerken suikast düzenlediler.[7]

İslam Peygamberi (s.a.a) kendi zamanındaki şartlar, olaylar ve bu gibi çeşitli grupların varlığından dolayı çeşitli yerlerde Hz. Ali’yi söz konusu etmiş, Onun velayet ve halifeliğini açıkca ilan etmiştir.

Sonuç olarak demek gerekir ki, halka söylenmesi gereken bir şey vardıysa, Müslümanlar İslamın geleceği hakkında uyarılması gerekiyorduysa, Peygamber (s.a.a) hepsini söylemiş, gereken uyarılarını yapmıştı. Öte yandan eğer bundan fazla bir girişimde bulunmadıysa nedeni, İslamın aslının tehlikeye girmesine engel olmak için olabilirdi. Bu yüzden İslamın baki kalması ve son vasinin hak olan görevini yerine getirmesi, küresel risaletini icra edebilmesi ve peygamberlerin asıl gönderilme hedeflerinin gerçekleştirmesi için neslinin ve ailesinin korunması adına bundan fazla bir şey yapmadı.



[1] -İbn-i Kesir, el-Bidaye ve’n Nihaye, c.2, s.316 (İhya-ut Teras baskısı)

[2] -Cafer Subhani, Füruğ-u Ebediyet, c.2, s.461 ve 475; Tarih-i Dimaşk, c.2, s.448-449; Müstedrek-ul Hakim, c.4, s.93, h.4604

[3] -Abdulfettah Abdulmaksut, el-İmam Ali b. Ebi Talib (a.s) (Seyyid Mehdi Caferi’nin tercümesi), c.3, s.94.

[4] -Füruğ-u Ebediyet, s.471

[5] -Sahih-i Buhari, c.1, s.22 ve c.2, s.414; Sahih-i Müslim, Kitab-ı Vasiyyet, 5. Bab; daha fazla bilgi için bk: 1527.soru (Site: 1692), Dizin: Peygamberin (s.a.a) Vasiyetinin Yazılmasına Engel Olunması.

[6] -el-İmam Ali b. Ebi Talib (a.s), c.1, s.282.

[7] -Füruğ-u Ebediyet, c.2, s.390 ve 404.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Şerî mesafe miktarı ne kadardır?
    5559 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/23
    A. Şerî mesafenin miktarı hakkında birkaç görüş vardır: Bazıları mesafe miktarının 22/5 km olduğu görüşündedir.[1] Bazıları şerî mesafenin 21/5 km olduğu fikrini taşımaktadır.[2] Bir grup da şerî mesafenin 22 ...
  • Bedenin ruha alet olması konusunda doğal ve yapma aletler arasındaki fark nedir?
    7311 İrfan Felsefesi 2012/04/03
    Doğal ve yapma terimler felsefede doğal ve yapma varlıklar arasında mukayese yapıldığı zaman kullanılır. Örneğin insan bedeni doğal bir cisimdir, yatak ise yapma bir cisimdir. Bedenin kendi parçalarıyla bileşimi doğaldır. Ama yatağın kendi parçalarıyla (tahta, çivi vs.) bileşimi yapmadır. ...
  • Bir takım şekilleri ve figürleri içeren dua kitaplarından yararlanmak caiz midir?
    10662 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/11
    1- Sorunuza nazaran söz konusu kitabın hangi ilim hakkında olduğunu anlamak güçtür. Bunu anlamak için daha geniş bilgiye ihtiyaç vardır. Ama kısaca söyleyebiliriz ki söz konusu kitap ulum-i garibe hakkındadır. Ulum-i garibe; cifr, reml ve nücüm gibi ilimlere denir. Ancak söz konusu kitabın hangi kısmına ait olduğunu ...
  • Mübarek Ramazan ayının 21’inde yolculuk yapmanın hükmü nedir?
    4971 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/08/14
    Mübarek ramazan ayında yolculuk yapmanın sakıncası yoktur, ancak oruçtan kaçmak için olursa mekruhtur.[1] insan yolculuktan dolayı tutamadığı orucunu ramazan ayından sonra tutmalıdır. Bu hükümderamazanın ayının 21’i ile diğer ...
  • Şeytanın İmam Ali’ye (a.s) alakası ve sevgisi var mıydı?
    15324 Eski Kelam İlmi 2012/03/11
    Yapılan araştırmaların neticesinde hadis kaynaklarında hatta büyük ariflerin irfan kitaplarındaki aşk ve sevgiyle ilgili bölümlerde bile sorudaki ifadelerle Şeytanın İmam Ali’ye (a.s) sevgi duyması hakkında her hangi bir rivayete rastlanmamıştır. Bu türden başka rivayetler olsa da onlarda şeytanın sapkınlığına özellikle vurgu yapılmıştır. Yine bir rivayette İmam Bakır ...
  • Hz. Peygamberin (s.a.a) bakışında selam vermenin önemi nedir?
    12618 تاريخ بزرگان 2012/06/16
    İnsan toplumsal bir varlık olup kendi türlerinin ilişkisine, dostluğuna ve sevgisine ihtiyaç duyar. Selam vermek iki insan arasındaki sağlıklı ilişkinin ilk merhalesini oluşturur ve dostluk, samimiyet, sevgi, tevazu, hayır duası ve karşı tarafa güven vermek gibi değişik mesajlar içerir. Selam sözcüğü çok güzel ve manalı bir kavram ...
  • bazı vacip ve müstahaplara önem verilmesi namazın yerine geçebilir mi?
    5202 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/11/08
    Cevaba geçmeden önce bir noktayı açıklamamız lazım, oda şudur: İslami hüküm ve yasalarda, her ne kadar maslahat ve mefsede konusunu göz önünde tutulmuş ise de, insanın aklı bu hükümlerin tüm fayda ve zararlarını tek başına derk edebilmesi olanaksızdır. Bu bağlamda kesinlikle Allahın vahyine ve masumların sözlerine tabi ...
  • Kredi kartlarıyla alışveriş yapılması ve bu kartların nakit paraya çevrilmesinin hükmü nedir?
    5659 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/05/13
    Sorunuzun cevabını Ayetullah Hamenei’nin kalemi şu şekilde cevaplamıştır: Hesapta olan ve alışveriş yaparken ödediğiniz miktarın bir sakıncası yoktur. Ama hesabınızda karşılığı olmadan size kredi hesabı olarak verilen miktar; eğer borç şeklindeyse ve ona faiz geliyorsa, borcun kendisi sahih ama fazlası faiz sayılmaktadır ve haramdır. ...
  • Peygamberin (s.a.a.) Teşkil Etmiş Olduğu Hükümetin, Allah’ı Arayan Fıtrat ile İrtibatı nedir?
    7242 Düzenler 2012/10/24
    Bize göre Resul-i Ekrem’in (s.a.a.) teşkil etmiş olduğu hükümet ilahi bir emir idi. Ama bu emri iktiza eden nokta, bu hükümetin insan yaşamının tüm alanlarında tesir etmesidir. İmam Bakırdan (a.s.) “…velayete davet edildiği kadar hiç bir şeye davet edilmedi”[i] şeklinde nakledilen tabir buna yöneliktir. ...
  • Tevazu nedir? Tevazu nasıl bir esere sahiptir? Tevazu ile zillet arasındaki fark nedir?
    2308 فضایل اخلاقی 2020/01/19

En Çok Okunanlar